SOLID Nedir? SOLID Yazılım Prensipleri Nelerdir?

SOLID Nedir? SOLID Yazılım Prensipleri Nelerdir?

SOLID yazılım prensipleri; geliştirilen yazılımın yeniden kullanılabilir ve sürdürülebilir olmasına olanak sağlayan, kod tekrarını önleyen ve Robert C. Martin tarafından geliştirilen prensipler bütünüdür. Kısaltılması tanımlanan bu prensiplerin amacı ise;

  • Yeni güncellemeleri kodda bir değişikliğe gereksinim duymadan rahatlıkla ekleyebileceğimiz,
  • Yeni gereksinimlere karşı kodun üzerinde oldukça az değişim sağlaması,
  • Geliştirmiş olduğumuz yazılımın gelecek dönemlere kolaylıkla uyum sağlaması,
  • Kod üzerinde her zaman düzeltme ve hatta yeniden yazma gibi problemlerin yol açtığı zaman kaybını da en az seviyeye indirmektir.

Bu prensipler iyi bir şekilde uygulanarak uygulamalarımızın büyürken ve gelişirken aynı zamanda bu karmaşıklığın da büyümesinin önüne geçmiş bulunuruz. ‘İyi kod’ yazmak için de bu prensiplere uygun yazılım geliştirmeniz oldukça önemlidir.

SOLID Kavramı;

S- Single- responsibility principle; Yalnızca bir amaç uğruna değiştirilebilen sınıflara denir. Bu durum da o sınıfa yüklenen sorumluluğu ifade eder. Yani sonuç olarak bir sınıfın sadece yapması gereken bir iş olması gereklidir.

O- Open- closed principle; Bir fonksiyon hazırda var olan özellik ve güncellemeleri korumalıdır. Yani davranışını değiştirmiyor olmalı ve aynı zamanda yeni özellikler kazanabiliyor olmalıdır.

L- Liskov substitution principle; Yazılan kodlarda herhangi bir olası değişiklik yapmaya gerek duymadan alt sınıfları, üst sınıfların yerine de kullanabilmeliyiz.

I-Interface segregation principle; Bütün sorumlulukların hepsini teker teker bir arayüz tasarımına toplamak yerine daha da özelleştirilmiş birden fazla arayüz tasarımı oluşturulmalıdır.

D- Dependency ınversion principle; Sınıflar arası bağlılıklar en az seviyeye indirilmelidir ve özellikle üst seviye sınıflar alt seviye sınıflara bağımlı olmamalıdır.

Solid Yazılım Prensipleri: Yazılım Tasarımında Sağlamlık İçin Temel İlkeler

Günümüzün karmaşık yazılım projeleri, sürdürülebilir ve esnek bir yapıya sahip olmayı gerektirir. Bu nedenle, yazılım geliştirme sürecinde sağlamlığı sağlamak ve gelecekteki değişikliklere uyum sağlamak için belirli prensiplere bağlı kalmak önemlidir.

Robert C. Martin tarafından geliştirilen ve SOLID prensipleri olarak adlandırılan beş temel prensip, yazılımın sürdürülebilir, okunabilir ve genişletilebilir olmasına yardımcı olur.

Bu makalede, SOLID prensipleri hakkında ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz.

Tek Sorumluluk Prensibi (Single Responsibility Principle – SRP)

SRP, bir sınıfın veya modülün yalnızca tek bir sorumluluğu olması gerektiğini belirtir. Bir sınıfın veya modülün sadece bir nedenden dolayı değişmesi gerektiğinde, SRP prensibi doğru şekilde uygulanmış demektir. Bu prensip, yazılım bileşenlerinin bağımsız olmasını sağlar ve kodun anlaşılabilirliğini artırır.

Açık / Kapalı Prensibi (Open / Closed Principle – OCP)

OCP, bir yazılım bileşeninin genişlemeye açık ancak değişime kapalı olması gerektiğini belirtir. Yani mevcut bir bileşeni değiştirmeden yeni işlevselliği eklemek mümkün olmalıdır. Bu prensip, kodun kolayca genişletilebilir olmasını ve mevcut kodun istikrarını sağlar.

Liskov Yerine Geçme Prensibi (Liskov Substitution Principle – LSP)

LSP, bir sınıfın, temel sınıfın yerine geçebilmesi gerektiğini belirtir. Yani, bir türetilmiş sınıfın, temel sınıfın tüm davranışlarını doğru bir şekilde uygulaması gerekir. Bu prensip, polimorfizm ve kodun yeniden kullanılabilirliği için önemlidir.

Arayüz Ayırma Prensibi (Interface Segregation Principle – ISP)

ISP, bir sınıfın ihtiyaç duymadığı arayüzleri uygulamamasını ve müşteriler için özel arayüzler sağlamasını belirtir. Bu prensip, bir sınıfın gereksiz bağımlılıklardan kaçınmasını ve daha az bağlılık ile daha bağımsız bir yapıya sahip olmasını sağlar.

Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi (Dependency Inversion Principle – DIP)

DIP, kodun yüksek seviyeli modüllerinin düşük seviye bağımlı olmamasını ve bağımlılıkların soyutlamalar üzerinden gerçekleştirilmesini belirtir. Yani, bağımlılıkların somut sınıflar yerine arayüzler üzerinden gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu prensip, modülerlik ve kodun yeniden kullanılabilirliği için önemlidir.

Solid prensiplerinin uygulanması, yazılımın daha esnek, sürdürülebilir ve okunabilir olmasını sağlar.

Bu prensipler aynı zamanda kodun test edilebilirliğini artırır ve bakım maliyetini düşürür. Böylece, yazılım projelerinde hataların azalmasını ve değişikliklere kolayca uyum sağlanabilmesini sağlar.

Yazılım geliştirme sürecinde SOLID prensiplerine uymak için aşağıdaki adımları takip etmek önemlidir:

  1. Her sınıf veya modülü tek bir sorumluluğa odaklanacak şekilde tasarlayın ve gereksinimler dışında başka işlevleri içermemesine dikkat edin.
  2. Mevcut kodu değiştirmeden yeni işlevselliği eklemek için soyutlama ve genişletilebilirlik tekniklerini kullanın.
  3. Türetilmiş sınıfların, temel sınıfın davranışlarını tam olarak uygulamasını sağlamak için LSP prensibine dikkat edin.
  4. İhtiyaç duyulmayan arayüzleri uygulamamak ve sınıfların bağımlılıklarını azaltmak için ISP prensibine dikkat edin.
  5. Bağımlılıkları soyutlamalar üzerinden yönetmek ve düşük seviyeli modüllerin yüksek seviyeli modüllere bağımlı olmamasını sağlamak için DIP prensibine dikkat edin.

SOLID prensiplerinin uygulanması, yazılım projelerinde bir dizi avantaj sağlar. İlk olarak, bu prensipler yazılımın daha bakımı kolay ve anlaşılır olmasını sağlar.

Tek Sorumluluk Prensibi (SRP) sayesinde her sınıf veya modül, yalnızca belirli bir işlevi yerine getirir. Bu durum, kodun bölünmüş ve yönetilebilir bir yapıya sahip olmasını sağlar.

Aynı şekilde, Açık/Kapalı Prensibi (OCP) sayesinde mevcut kodu değiştirmeden yeni işlevselliği eklemek mümkün olur. Bu, kodun daha az hata riskiyle genişletilebilmesini sağlar.

İkinci olarak, SOLID prensipleri yazılımın test edilebilirliğini artırır. Liskov Yerine Geçme Prensibi (LSP) ve Arayüz Ayırma Prensibi (ISP), kodun soyutlama üzerinden tasarlanmasını teşvik eder. B

u, kodun daha kolay bir şekilde test edilebilmesini ve bileşenlerin bağımsız olarak test edilebilmesini sağlar.

Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi (DIP) ise bağımlılıkları soyutlamalar üzerinden yönetir, bu da testlerin daha kolay yazılabilmesini ve değişikliklerin daha az etkileşim yaratmasını sağlar.

Son olarak, SOLID prensiplerinin uygulanması, yazılım projelerinde daha iyi bir sürdürülebilirlik sağlar. Her bir prensip, kodun değişikliklere uyum sağlamasını kolaylaştırır ve gelecekteki ihtiyaçlara cevap verebilmesini sağlar.

Bu prensiplere uygun tasarlanmış bir yazılım, daha az bağımlılığa sahip olur ve bileşenler arasındaki kuvvetli bağlar minimize edilir. Bu da yazılımın daha esnek, genişletilebilir ve daha az hata ile çalışabilmesini sağlar.

SOLID prensiplerinin yazılım geliştirme sürecindeki önemi büyüktür. Bu prensiplere uygun şekilde tasarlanmış yazılımlar, uzun vadede daha az maliyetli ve daha etkili olur.

Yazılım geliştiricileri SOLID prensiplerini anlamalı, kodlarını bu prensiplere uygun şekilde tasarlamalı ve bu ilkeleri projelerine entegre etmelidir.

Bu sayede, yazılım projelerinin başarı şansı artar ve sürdürülebilir, güvenilir ve yüksek kaliteli yazılımlar ortaya çıkar.

Sonuç:

SOLID prensipleri, yazılım geliştirme sürecinde sağlamlık, esneklik ve sürdürülebilirlik için temel ilkeler sunar.

Bu prensiplere uygun olarak tasarlanan yazılımlar, daha kolay anlaşılabilir, test edilebilir ve değiştirilebilir olur.

Yazılım geliştiricileri, SOLID prensiplerini anlamak ve uygulamak için zaman ayırmalı ve bu prensipleri projelerinde etkin bir şekilde kullanmalıdır.

    Leave Your Comment Here